Kırmızı ve Mavinin Dansı
Bu yıl Filmekimi
belki de bugüne kadar en iyi film listesiyle karşımıza çıktı. Emir Kusturica, Pedro
Almodovar, Jim Jarmusch, Terrence
Malick, Asghar Farhadi gibi bir çok
yönetmen yer aldı. Filmlerin çoğunu izleme fırsatı buldum. Gerçekten festival
çok güçlüydü.
Favori filmim ve
her filmine hayran kaldığım Pedro Almadovar’ın “ Julieta “ filminin paylaşmak
istiyorum. Festivaldeki en sağlam filmdi. Biletleri ilk saatlerde bitti aynı
hızda ek salonların biletleri de satıldı.
Julieta, iki saat
gibi kısa bir süre içerisinde hayatı anlatan bir film. İçerisinde her duygu
barındıran güçlü bir film.
Julieta, 89. Akademi Film Ödülleri’nde En İyi Yabancı
Film ödülü için aday oldu. Festivaldeki yoğun ilginin ardından sinema
salonlarında yerini aldı.
Julieta, Lezarno ile
yeni bir hayat kurmak ister, tam hazırlık aşamasındadır. Madrid’den taşınır. Başka bir yerde yepyeni bir hayat kurmaya çalışır. Ancak geçmişten biri ile karşılaşır, her şey değişir, film başlar artık. Julieta'Madrid de kalır.
Julieta’nın
gençliğine yolculuk başlar ve onun geçmişine tanıklık ederiz. Kurgu ve mükemmel
çekim planıyla geçmişi izledikçe, gelecekte gösterilen detaylar ile arasındaki
bağları kurarız.
Geleceğin sırrını
geçmişle çözeriz.
Julieta, sahil kasabasında yaşayan bir adamla trende
karşılaşır, Ki bu tren sahnesinde yönetmenliğini göstermiştir Pedro… Tablo gibi
çekimler, renkler, müzik ve duygular her şey.... Bu sahneler perdeden akarken
içimize işler.
Yine Julieta bu
tren yolculuğu esnasında tanıştığı adamla yaşamaya karar verir. Peşine kasabaya
gider. Evlenirler çocukları olur. Her şey son derece güzeldir. Kırmızı ile mavi
ahenk içinde dans etmektedir. Filmdeki minik detayları yazmıyorum izlemeyen
insanlar için sürprizler saklı kalsın.
Yakışıklı balıkçı Xoan, Julieta ile
çapkınlıktan ötürü tartışır. Fırtınalı bir günde balık avlamak için
teknesiyle açılır. Hayatını kaybeder.
Sonra Julieta ve
kızı bu tramvayı atlatmak için Madrid’e gider. Orada kızı çok iyi bir arkadaş bulur her şey düzelmeye
başlamıştır. Ancak bir gün Julieta’nın kızı da yok olur gider. Onu izinde, bir kadının
güçlü kalmasını ve mücadelelerini izleriz.
Yukarıda yazdığım
filmi başlatan kişi Julieta’nın kızının en yakın arkadaşı…
Filmin konusunu
kısaca anlattım. Sonunu yazmak istemiyorum.
Pedro Almadovar’ın
kadın karakterler üzerine böylesine derin ve böylesine ayrıntılı filmler
çekmesine şaşırıyorum. Buna bayılıyorum… Almadovar kadınları, her zaman güçlü, yarına
hazırlanıyor ama hayat onlara çok büyük oyunlar oynuyor. Ancak Almadovar
kadınları bunlar, yarını yakalamaya, küllerinden doğmaya başlıyorlar.
Filmde kadınlık,
anne olma, aşk, tutku, ihanet, özlem, arayış en ağır basan unsurlar. Ve Pedro
Almadovar gibi bir usta tarafından titizlikle tasarlanarak aktarılıyor.
Almadovar
filmlerini izlerken, bir porsiyon frambuazlı pasta yiyeceğimi bilirim. O kadar
tatlı bir görsel şölen ki. İmzasıdır Pedro’nun kırmızı ve mavi rengi. Her
filminde vardır bu… Ancak Julieta’da kırmızı ve mavi adeta dans ediyor.
Çekimler, sahne
tasarımı, ve yazacak bir şey bulamadığım oyunculuklarıyla Pedro Almadovar beni seyirci olarak yine mutlu etti.
0 yorum: