Hayat çok hızlı, hızlıca akıp gidiyor, şelale misali...Adeta bir maraton. Sanki koca bir sistemle ilerliyor. Yavaşlayıp, soluk aldığın a...

"Fareler ve İnsanlar'ın" Özelliği ve "Sucker Punch'un" Verdiği Hırs

04:09 Unknown 0 Comments


Hayat çok hızlı, hızlıca akıp gidiyor, şelale misali...Adeta bir maraton. Sanki koca bir sistemle ilerliyor. Yavaşlayıp, soluk aldığın an sistem seni dışarıya atacak gibi. Bir gün içinde kaç duyguyu tadıyoruz. Duygudan duyguya atlıyoruz. Duygular birbirine giriyor, karışıyor. Bazen duygularımızı ifade etmekte, onlara isim koymakta zorlanıyoruz.

 Dünyada duygularını çok iyi tanıyanlar, onlara doğru isimleri koyanlar her zaman ön plana çıkıyor, dikkat çekiyor. John Steinbeck. duygu yoğunluğunu bilen, gerçekçi, sürükleyici, akıcı bir yazardır. Edebiyat alanında Amerika'nın dünyaya kazandırdığı bir kalem ustasıdır. Romanları ile dünyada raman sever insanların gönlünü çelmiştir. Bence Amerika'nın dünyaya kazandırdığı en güzel insanda John Steinbeck'tir. Bu yazımda size Steinbeck'in "Fareler ve İnsanlar" adlı eserini elimden geldiğince size anlatmaya çalışacağım. Kitabı okumadıysanız büyük bir kayıp içindesinizdir. Benim için kitaplar arasında en güzel yere sahiptir. Kitapta olaylar iki arkadaşın arasında döner. Betimlemeler ve psikolojik analizler bir kitapta bu kadar kısa ve öz, bu kadar güçlü ve ustaca yapılabilir. İki arkadaşın başına gelen talihsiz olaylar, birbirlerine duydukları sadakat ve sevgi okuyucuyu kitaba bağlıyor. Çok zor bir hayatın acılar, talihsizlikler, güçlükler içinde yaşadığı güzel ve duygusal bir aşk sığdırıyor Steinbeck. Kötü bir son bekliyor bizi. Duygusal olanlarımızın göz yaşlarına sahip olamayacağına eminim. Fareler ve İnsanların ardından John Steinbeck'in "Gazap Üzümleri" adlı eseri ile kitap okuma serüveninize devam edeceğinizden de eminim.

Bir insanı başarıya götüren en önemli olgulardan biride motive olmaktır. Başarılı olmamız için motive olmamız gerekir. Motive olmakta insanların sevdiği şeyler ile meşgul olması ile mümkündür. Mesela ben üniversiteye hazırlanırken kendimi film izlemek ile motive ederdim. Çünkü biraz başka hayatlara dalmak , onların hayatını izleyip biraz dinlenmek isterim. Aynı tadi kitaplardan da almaktayım. Bir gün yolum "Sucker Punch" adlı film ile kesişti.

Yönetmenliğini Zack Snyder'in üstlendiği Sucker Puch filmi değişik, marjinal dokusu filmin girişinde kendini belli etmektedir. Sürrealist fildir.

İnsana azim ve hırs gibi güzel duygular katmaktadır. Filmde kendimizde olan gücü fark etmemiz gerektiğini farklı bir yol, fark bir teknik ile anlatılmıştır. Filmde başrol oyuncularının kendilerinin, kendi hataları ile düştükleri çukura yine kendi güçleri ile tehlikeli aşamalardan geçerek atlatmaları anlatılmaktadır. Fantastik bir film olmasına rağmen verilen mesaj çağımıza çok uygundur. Benim aldığım mesaj: başarmak için, mutlu olmak için aradığımız güç içimizde, rahat olmalıyız ve çalışmalıyız, başarı bizim avuçlarımızın içerisinde... Yönetmenin amacı insanları uyandırmak olmalı. Şahsen beni uyandırdığını söyleyebilirim. Filmin müzikleri inanılmaz güzel ve dinlenme oranları oldukça yüksek. Görüntü, ses, efekt, montaj ve kurgu inanılmaz teknolojilerden ve ellerden çıkmıştır. 

Kızlara dans ve sahne sanatları dersi veren karakter benim en sevdiğim ve en dikkatimi verdiğim karakterdir. Bu filmi bir işe başlamadan önce izlemenizi tavsiye ederim. Şimdi sizi fragmanı ile baş başa bırakıyorum. Mutluluklar dilerim. :)

0 yorum: